Web Analytics
Türkiye'nin Emlak Forumu!

Miras İşlemleri Ahlaka Aykırı Koşullar

Mehmet

Admin
Katılım
29 Nis 2021
Mesajlar
38,849
Çözümler
6
Aldığı Beğeni
19
Konum
Kocaeli
Şart alanında hukuka ve ahlaka aykırı şartların sonuçlarına, imkânsız olan şartlara ve anlamsız ve tedirgin edici şart kavramına değineceğiz. Medeni Kanunumuzun 515. maddesinin 2. fıkrası diyor ki:

“Hukuka veya ahlaka aykırı koşullar ve yüklemeler, ilişkin bulundukları tasarrufu geçersiz kılar.”

Yani bir kişi bir muayyen mal vasiyetinde veya mirasçı atamasında bulunur ve bunları da birtakım şartlara bağlar. Örneğin, geciktirici şarta bağlar ve bu geciktirici şart da hukuka veya ahlaka aykırı bir eylemdir. “Bir diğer şahsı öldürmesi şartıyla, bir diğer şahsa zarar vermesi şartıyla, bir suçu işlemesi şartıyla, görevini kötüye kullanması şartıyla, rüşvet suçunu işlemesi şartıyla...”

Bir kişi hukuka veya ahlaka aykırı koşullara bağlı birtakım ölüme bağlı kazandırmalarda bulunduysa söz konusu ölüme bağlı tasarrufları ne addedeceğiz? Kesin hükümsüz mü yoksa geçersiz yani iptal edilebilirlikle sakat mı addedeceğiz? Medeni Kanunumuzun yaklaşımına baktığımızda ifade nedir? Hukuka veya ahlaka aykırı koşullar, ilişkin bulundukları tasarrufu geçersiz kılar. Geçersizlik kavramı, oldukça geniş bir kavramdır. İçersinde kesin hükümsüzlük de vardır, iptal edilebilirlik de vardır.

Peki, acaba burada kanun koyucunun muradı nedir? Kanun koyucu, “İptal davası” kenar başlığını taşıyan 557. maddeyi düzenliyor ve diyor ki:

“A. İptal davası

I. Sebepleri

Aşağıdaki sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir:



3. Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise,”


Kısacası, iptal edilebilirlikle sakatlıkla karşı karşıyayız. Fakat doktrin, özellikle hukuka ve ahlaka aykırılıkta bu hükmü çok tartışıyor. Bu tartışmalara dersimizin akışında iptal davasını beraberce ele aldığımızda gireceğim. Bu konuda doktrinde bazı özel görüşler var: Böylesi ölüme bağlı tasarrufların kendiliğinden kesin hükümsüz olması gerektiğini benimseyen görüşler var, zamanı geldiğinde onlara ayrıca değineceğim. Ama şu an itibariyle bilmemiz gereken en temel şey kanundaki düzenlemeye göre bu geçersizlik, bir iptal edilebilirlik halidir. Bir dava açılmadığı müddetçe ölüme bağlı tasarruf geçerli kalmaya devam edecektir.

Şekli anlamda bir ölüme bağlı tasarrufun içerisinde, yani bir vasiyetnamenin veya bir miras sözleşmesinin içersinde birden çok maddi anlamda ölüme bağlı tasarruf olabilir. Örneğin, mirasbırakan A şahsını mirasçı naspetmiştir, B şahsına bir muayyen mal vasiyetinde bulunmuştur, C şahsına da yine bir ölüme bağlı kazandırmada bulunmuştur ama C şahsına yaptığı kazandırmasını hukuka veya ahlaka aykırı bir şarta bağlı kılmıştır. O zaman C şahsına yapılan kazandırma hukuka veya ahlaka aykırı bir şarta bağlandığı için sadece o tasarruf geçersiz olacaktır. Normal şartlar altında A lehine yapılan kazandırma ve B lehine yapılan kazandırma geçerliliğini sürdürmeye devam edecektir. En azından kural olarak böyle olacaktır fakat Borçlar Kanunumuzun ilgili hükmünü de hatırlayın: o geçersiz kazandırma olmasaydı diğer kazandırmaların da yapılmayacağı farz olunuyorsa o zaman tüm tasarrufların da geçersiz kılınması yoluna gitmek mümkün olacaktır.
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Bu konuyu görüntüleyenler

Benzer konular

Üst