Web Analytics

Medeni Kanunun Sistematiği

Mehmet

Admin
Katılım
29 Nis 2021
Mesajlar
38,862
Çözümler
12
Konum
Kocaeli
Artık Medeni Kanunumuzun sistematiğine göz atabiliriz. Çünkü Medeni Kanunumuzun Miras Hukuku alanındaki sistematiği de bizim için büyük önem arz ediyor. Bu sistematiği görmek, bütün büyük resmi görmek anlamına geliyor. Büyük resmi gördüğümüzde, yani yeni bir dünyaya girdik. Miras hukuku alanına girdik. Neyin içerisindeyiz acaba? Bunu bir görmek gerekiyor. Size bütün derslerde her zaman söylemişimdir. Lütfen kanunun sistematiği ile mutlaka tanışın. Ders kitaplarını çalışırken, lütfen kitabın sistematiğine bir göz atın. Neyi okuduğunuzu, neyi çalıştığınızı bilin, farkında olarak çalışın demişimdir.
Biz sizlerle olan bütün bu buluşmalarımızda, bütün bir sene boyunca, Medeni Kanunun Miras Hukuku Kitabını ele alacağız. Elbette gördüğünüz gibi zaman zaman Borçlar Kanununa, zaman zaman Medeni Kanunun diğer hükümlerine, Miras Hukuku alanındaki diğer hükümlerine göz atacağız. Zaman zaman başka alanlardaki mevzuattaki hükümleri birlikte ele alacağız ama prensip itibariyle çalışacağımız alan Medeni Kanunumuzun Miras Hukuku Kitabı 3. Kitabı.

Medeni Kanunumuzun 3. Kitabı Miras Hukuku üst başlığını taşıyor. Bunun birinci kısmı “mirasçılar” başlığını taşıyor. Birinci kısmın altında yer alan birinci bölüm “yasal mirasçılar” başlığını taşıyor. Demek ki prensip itibariyle bizim Medeni Kanunumuz kimlerin kanun gereğince mirasçı olacağını öngörmüş. Kimlerin kanun gereğince mirasçı olacağını öngörmüş. Yani bir kimse, bu konuda özel bir ölüme bağlı tasarruf yapmadan vefat edecek olursa, onun mirasının kimlere, ne oranda, ne şeklide intikal edeceğini düzenlemiş. Ama arkasından da tahmin edileceği üzere bir kişi acaba bir ölüme bağlı tasarruf yaparak normal şartlar altında mirasçısı olamayacak başka bir kişiyi mirasçı olarak atayabilir mi sorusuna da evet yanıtını vermiş ve demiş ki: “Bu çerçevede kişi ölüme bağlı tasarruf yaparak da üçüncü kişileri mirasçı atayabilir. Onları eski deyimiyle mirasçı naspedebilir.” Demiş.

Gerçekten de bir kişi bir ölüme bağlı tasarruf yaparak bir vasiyetname yaparak, bir miras sözleşmesi yaparak, normal şartlar altında kendisine mirasçı olamayacak bir gerçek kişiyi veya bir tüzel kişiyi mirasçı olarak atayabilir. Diyebilir ki Bay Ü: “Örneğin; 3. kişi ne yapsın? Benim terekemin tamamına sahip olsun.” Diyebilir. Veya diyebilir ki: “Örneğin; bir kişi benim mirasımın 1/4’ünde pay sahibi olsun.” Diyebilir.
İşte böylesi durumlarda biz mirasçı nasbından söz ediyoruz. Bu mirasçı nasbı çerçevesinde atanan kişiye eski deyimiyle “mansup mirasçı” diyoruz. Atanmış mirasçı diyoruz. Böylesine kişiler de bir kişinin vefatında mirasçı sıfatını kazanabiliyorlar ve Medeni Kanunumuz işte bu çerçevede özellikle; ikinci bölümünde bahsettiğimiz üzere, ölüme bağlı tasarrufları düzenliyor. Yani, mirasçı atanması mirasçı nasbı gibi kavramları düzenliyor.
 

Bu konuyu görüntüleyenler

Geri
Üst